25 Ocak 2013 Cuma

The Moon That Embraces The Sun *Dizi tanıtımı*

The Moon That Embraces The Sun (Güneşi Kucaklayan Ay) 
Oyuncuları:

 1)Kim Soo Hyun (dizideki adı Lee Hwon) - 


2)Yeo Jin-goo - (dizideki adı Lee Hwon (genç)


















3)Han Ga-In -(dizideki ad Heo Yeon-Woo / Wol)


4)Kim Yoo Jung -(dizideki adı Heo Yeon-Woo / Wol (genç)
                                
5) Jung Il-Woo - (dizideki adı Prens Yangmyung)
                            
                                            
Genel olarak başroller bu gördüğünüz 5 oyuncu..
------------------------------------------------
Genel konu ise:
Hikaye genç şamanın ve prensin aşkını anlatıyor.. Çocukluktan başlayan aşkları ölümle son buluyor(mu)..
Genç Prens aşkını kaybetmemek için neler yapıyor..



birde LOVELYS 'nin dilinden GÜNEŞİ KUCAKLAYAN AYI'I DİNLEYİN..
:) :) :) :) :)
Diziye başlamama sebep olan oyuncu KİM SOO HYUN idi.. Dream High'da o kadar beğenmiştim ki.. üç evrim geçirmişti.. Köylü liseli ve popstar.. üçünüde mükemmel oynamıştı..
Heleki ağlamaları yok mu ahh.. 
Gördüğünüz gibi bu dizide de bolca ağlama sahnesi mevcut.. ve yine mükemmel ağlayan bir KİM SOO HYUN izleyeceksiniz..
Ve bonus!! PRENS KİM SOO HYUN 'da mükemel..
Adaletli barışçıl ve arkasından kötü oyunlar oynanan bi prens..
dizide bağırdığı yerleri ben gülme krizleriyle izliyordum.. 


 ama şimdi o ahjussilere böyle bağırma da ne yap yani...
Saray hayatında sadece aşkı ele almıyorlar tabi.. Bir çok konu var.. En başta gelen Prens'i tahtan indirme planları..
Bir büyükanne varki off kadın bi ölmüyo..Ne istediğini de anlamıyorsun.. ''İnsan torununa yapar mı bunu be'' diyorsun kalıyorsun..
(ne büyükanneler var :D )
Ah unutmadan! dizinin en sevidiğim karakteri ise prensin yardımcısıydı:
prens kaçardı onun başı derde girerdi ( yazık ahjussi'me) onun o şapşal gülüşü yok mu.. hep güldüm ona ben..
Güldüm güldüm diyorum ama dizi de bol aglamalı sahnelerde vardı tabiki  hele genç prenses.. 
Çok tatlı narin narenin nazik becerikli hamarat ilimli tahsilli kitap kurdu bi kızdı..(vuaa kıza bak sen?!)
saray hayatı önceside sonrasıda hiç değişmedi ayni naziklikte görevini bitirdi..
genç prensle ilk karşılaştıkları yer.. Çok eğlenceli bi karşılaşmaydı..
Kelebek kovalayan kızın karşısına saraydan kaçmaya çalışan genç prens çıkar ama kız genç prensi tanıyamaz falan falan.. :D
oyunculuğunu ilk başlarda beğenmesemde sonda.. ahh sonda beni nakavt etti..
deli gibi ağladığımı hatta durdurup peçete alıp tekrar izlediğimi ve yine kaldığım yerde ağladığımı etrafımın peçetelerle dolduğunu hatırlıyorum.. Hiç bir film-dizi de böylesine içten ağlamamıştım.. Ciddiyim..
Dizide ki aşk.. 
Dizi bana göre inatçı bir aşkı anlatıyor. Küçüklükten başlayan ve araya ne girerse girsin bitmeyen bir aşkı..
Dram ağırlıklı bu dizide izlerken en zorlandığım şey büyüdükleri zaman ki karakter değişikliğine adapte olmamdı..
özellikle 'konsey üyeleri(yönetici ahjussi'ler) bir türlü girmiyordu aklıma..Neyse zaten önemli değil onlar :P
Dizide birde aşk üçgeni var..
başrol kızı seven iki perns.. birisi saraydan kovulmuş diğeri kral olmaya aday..
birisi kızın abisinin yakın arka
daşı diğeri öğrencisi..
 Ben izlerken hep aynıydı çiftim hiç değişmedi ama Prens Yangmyung 'a üzülmedim değil oda hiç vazgeçmemişti aşkından..
ve sonundda VAZGEÇMEYENLER kazandı zaten..
bence AŞK kazandı..
'GÜNEŞİ KUCAKLAYAN AY ' ismiyle çok iyi uyum sağlayan bu dizi 20 bölümden oluşuyor.. 
Bence seyredin.. 
Hadi git seyret..
Git git..
^___________________________^

yorumlarınız için dostlar

22 Ocak 2013 Salı

"kıvkıvkan."dan okuyun bir de Hana Kimi'yi




Benim pek saygıdeğer okuyucum,
bugün sırf Masaki için başladığım, 12 bölüm sonrasında ise Japonca öğrenmeye başlayacak kadar ileri gitmeme neden olan Hana Kimi asıl adı ile Hanazakari no Kimitachi e'yi anlatmaya geldim :)
Aslında sıfırdan başlamalı ve bugünlere nereden geldiğimi bile anlatmalıyım sizlere, ki bendeki değişime şaşırıp kalasınız.

Ben bayağı bir anti-çekikçiydim. Yani hiç kimseleri beğenmezidim felan. Amerikan, İngiliz kısacası Avrupai takılırdım dizi-film konularında. Bir gün uzaktaki bir arkadaşıma söz verdim, farklı mekanlarda aynı anda aynı filmi izlemeye. Tabiki de bu Gossip Girl'den kaptığım bir mevzuydu. Neyse onun da izleyeceği bir film varmış, isim benzerliğinden ben başka bir film sandım ve söz vermiş oldum. Gün geldi çattı tam film izleyeceğiz pat ne oldu, Tayland filmiymiş ya bu...
Bir kere söz verdik oturdum izliyorum, ama konusu itibariyle olsun, işlenişi olsun ben hayran kaldım filme. Hatta sorsanız söyleyeyim en sevdiğim filmler arasındadır First Love. Ve Mario Maurer... Onu anlatmaya kelimeler yetmez, öyle çok şaşalı bir hayranlığım olmadan, içimin gittiği nadir insanlardandır.


Şimdi bir düşündüğünüzde, baktığınızda Mario'yu beğenmemek elde değil. Hele bir de filmi izleyin siz. Neyse sonra ben bir gün film izleyeceğim Bokura Ga İta'ya denk geldim. İki filmdi ve izlediğim ilk Japon filmiydi. Neyse İkuta Toma burada bana pek yakışıklı gelmese de rolünden ötürü çok beğenmiştim onu. Bir de çok iyi bir oyuncu olduğunu söylemeliyim. Sonuç olarak benim gibi filmi oyuncu için isleyen birine göre bu da bir gelişmeydi ve ben o günden sonra girip özellikle Asya filmi bakınmaya başladım, tabi oyunculara bakaraktan :D Ve bir gün işte o dönüm noktası oldu I Give My First Love'ı izledim, ve artık Asyalı, çekik birine hayrandım. Etrafımdaki tüm dostlar bana güldü be sevgili okuyucu.


Ben de oturdum ve Masaki'nin yapımlarını araştırmaya başladım, bir dizisine başladım ama gece izleyemeyeceğim kadar fantastik bir yapımdı. En son ne oldu da bilmiyorum amma velakin, Masaki'nin arka planda olduğunu bile bile başladım Hana Kimi'ye.

Ve Masaki'ciğime olan sevgim bir nebze bile azalmazken, Japonlara karşı sevgim arttı, arttı ve bugünkü boyutuna geldi. Shun Oguri, Ikuta Toma, Hiro Mizushima, Yusuke Yamamoto, Takaya Kamikawa vs. vs. Hepsini sayamayacağım tabi ama dizi tanıtımında okuduğum gibi her karakterin kendine has bir özelliği var ve hepsini ayrı ayrı seviyorsunuz dostlar.

Yanda resmi varken Masaki ve karakteri Sekime'den başlayayım şimdi. Masaki dediğim gibi bana göre gayet arkaplanda olan bir öğrenciydi. Ama hani konuşmaları olmayanlardan değil, Ve 4.bölümden sonra daha da bir ortaya çıkmaya başladı. Çok dikkat çekici bir karakter olmasada, Sekime'nin adını herkesin yanlış bilmesi ve Masaki'nin tepkileri Hana Kimi'yi izleyen herkesin aklında kalır zaten. Masaki'ciğim söz en yakın zamanda bir yapımını izleyeceğim !. 



Nakatsu...
Dizi-Film tarihimde izlediğim, izleyeceğim en tatlı karakter. Her bölüm ayrı ayrı bağladı kendine, bir yerde bir yorum okumuştum, "Herhangi bir bölümün herhangi bir Nakatsu sahnesini izleyip gülmekten kendimden geçebilirim." Bir dans sahneleri vardı, bir de iç konuşmaları, Hele Mizuki'li olan sahneleri oturun izleyin sevgili okuyucu daha ne duruyorsunuz. Gerektiğinde ağladı da Nakatsu. İlk bölümde kendisinden tiksindiğim ve lisenin kötü şöhretli oğlanı olduğunu sandığım Nakatsu, önünde saygıyla eğiliyorum.


Ağlama sahnesinden önce bile güldürmeyi başaranlardandı o. "Şu an ağlamak istiyorum. 5,4,3,2,1" deyip yere yığılan birinin diğer performanslarını siz düşünün canlarım.

Bir de oda arkadaşı vardı Nakatsu'nun; Kayashima'ydı sanursam. O zaten ayrı bir durum Piskopat herifin tekiydi deyim yerindeyse, ama Kayashima'yı size anlatabilmem için 12.bölümün repliğini vermem gerek, o da spoiler'e girer olmaz hani. Hehehehe meraklandırayım da gidin izleyin yahu. Zaten anlatamam ki ben onu.

1. , 2. , 3. yurdun başkanları, Mizuki'ce ağabeyler hepsi teker teker harikaydı amma tabiki 2.yurdun başkanındaki yakışıklılık fenaydı yahu. Mizuki, Mizuki zaten benim pek ilgi alanıma girmediğinden ötürü hiç yorum yapamayacağım :D Doktor, Ah o doktor ne king adamdır. Aslında onu çok anlatmak isterdim ama ciddiyim nasıl anlatılır ki o, İZLENMELİ :P Veeee Sano yani benim biricik Shun Oguri'm.

Hiç tahmin edememiştim ilk bölüm bu kadar bağlanacağımı Sano'ya. Yani o ilk bakışını gördüğümde üff bari Ikuta Toma olaymış başrolde dedim. Zamanla işledi anlayacağınız, 8.bölümde daha da bir yer edince gönlümde; 12.bölümün sonunda Shun Oguri hayranıydım artık ben. Ve Hana Kimi biter bitmez Shun Oguri'ciğimin yapımlarına baktım.Ve bilin bakalım ne buldum, Boys Over Flowers'ın Japon versiyonunda oynuyor. Hem de kiminle aynı rolde. Koreli olarak kendisine hayran oldum Kim Hyun Joong'la aynı rolde oynuyorlarmış ya. Beraber fotoları da var hemide. Ayy yerim ki ben onları. Neysem başladım izliyorum şimdi onu. Boys Over Flowers'ın Kore versiyonunu da izlemedim, belirteyim şimdi sadece biraz izlemiştim. Kim Hyun Joong'u da özel bölümlerini izleyip, kuzenimle izlemek için başlamadığım Playful Kiss'ten seviyorum felan filan işte.

Masaki ile Shun Oguri'nin de bir sürü beraber yapımları varmış, Shun Oguri ile 2.yurt başkanı Nanba'mın da varmış hehehehe sırada izleyeceğim bir sürü şeyler var. Belirtmeden de edemeyeceğim Boys Over Flowers'sa Shun'ın sevgilisi olacak o kız Masaki'nin izlediğim ilk filminde sevgilisiydi kızdan gel de hoşlaşmamazlık et şimdi.

Şimdilik bu kadar dostlar. Ne kadar uzun yazdım, kontrol için 2.defa okumaktan üşeniyorum şimdilik, siz üşenmezsiniz umarım ki. 

Size Nakatsu ve Sano'nun en sevdiğim ikinci sahnesiyle veda ediyorum.





yorumlarınızı beklemedeyiz



10 Ocak 2013 Perşembe

*Şarkıların dili olur mu? olmaz mı.. olur mu..*

Ben Lovelys :)
 İlk önce bu yazının ne hakkında olduğunu açıklayayım dedim..
Kıvkıvkan ve ben farklı şeyleri savunduğumuz bir konu bulduk.. iki seçenekte doğru olabilir.. Herkes farklı düşüne bilir bu konuda..
Bizde bunu ele alarak ''ŞARKILARIN DİLİ OLUR MU?'' sorusu üzerine yazı yazacağız..
başlıyorummmmm :)


                                                               **  LOVELYS**
                                    -------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------- 
Bence kesinlikle şarkıların dili olmaz..
Neden olsun ki..
Niye ayıralım yani..
Dinlediğinde sana mutluluk vermiyor mu!?
Şarkıların ancak tarzı olur..
Rap Pop Rock Jazz Slow..
Anlamadığım bi şarkıyı dinlediğimde melodiden gelen duyguyu ritimden gelen hissi alıyorsam şarkıları dillere ayıramam ben..
-------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------
Şarkıların dili var zaten yok mu? do re mi fa sol la si  :D
Yok İngilizce yok Fransızca yok Almanca yok KORECE! bunlar dinlemeye engel olmamalı!!



 Mesela Kıvkıvkana soruyorum; Neden müzik dinlersin?

Bu soruya ben de cevap vereyim..
Müziği;
Bazen eğlenmek için..
Bazen güç almak için..
Bazen ağlamak için..
 Bazen ağlamamak için..  dinlerim..
şarkılarda önemli olan melodi ritimdir sonra şarkı sözleri gelir..
Ben her türlü müziğe AŞIĞIM dili önemli değil benim için..
-----------------

ŞARKILARIN DİLİ OLMAZ Misal;
------------------------------------------------------------------------


hepsi mükemmel değil mi ama ..

Her telden dinlerim ben :D
adele bayılırım çok severim... <3

uçtum tamam kabul :)
-----------------------------------------------
Bilmesen kpop olduğunu resimlerden görmesen anlamazsın bile.. 
daha sürüsüne şarkı paylaşabilirim..
ama sanırım kendimi tutmalıyım.. 
Sadece farklı dillerde şarkı dinlediğimi ve sevdiğimi göstermek istedim..
Şarkıların tarzları olduğuna inanıyorum dillerine değil..
Şarkı dinlerken başka Dünya'lara gitmekten bahsediyorum..
-----------------------------------------------------------------------------


ŞARKILARA DİL AYRIMI KOYMA KIVKIVKAN :D :D


Benim canım *Lovelys*im
ve pek sevgili okuyucu.

Şu an bizim tartışmamız aslında kişinin şarkı dinlemekteki amacına göre değişebilecek bir 
durum bi kere ben bunu kabul ediyorum hani :D
Yazınca ne demek istediğimi daha iyi anlatmış olacağım elbette :)

Bir kere öncelikle KORECE diyerekten belirtmen benim pek sevgili
Kore hayranı dostlarımı kötü etkileyecek.
Napsak ? -_-


Neyse öncelikle ben şarkıyı sadece ritmi için dinleyemiyorum ki dostlar,
Tamam önemli benim için ama sözlerini de bilmem, bilmenin yanında dinlerken
anlayabilmem lazım yahu.

Misalen ders çalışırken sadece ritmine önem veriyorum doğru
amma normal zamanda oturup ben şarkıda ne anlatılmak istendiğini düşünüyorum
cancağızlar.. :)

*Lovelys*in sesini duyar gibiyim "İşte ben hep bu komşu kızıyla uğraşıyorum,
düşünün halimi." :P

 
ikinci olaraksa ;
ben şarkıyı dinlerken eşlik etmekten hoşlanıyorum.
10 senedir ingilizce dersi işlememe rağmen doğru dürüst telaffuz edemezken...
Korece, İtalyanca, Fransızca şarkı dinlememi benden nasıl bekliyorsuun cannıımm :P

bir de sona sakladığım bir şey var ki.
Bazı dilleri dinlemekten zevk almıyorum arkadaş.
Misal Fransızca -ki en çok öğrenmek istediğim dildir-
Filmde izlerken çekici geliyor.
Yok arkadaş yazı yazmadan önce gittim eurovision şarkısını dinledim.
YOK OLMUYOR. garip geliyor.
öyle işte.

kıvkıvkan.

blogu olmayan canım okuyucu
twitterdan yaz bize düşünceni.
Malum *Lovelys*le iddialaştık gibi :D

















8 Ocak 2013 Salı

Bir imzanızı alabilir miyim? :D *lovelys*

Başlangıçlar konulu yazımda size başlangıçlarımdan bahsedeceğim..
Aslında Kpop başlangıcından daha çok bahsedeceğim..
Aslında bi kişi hakkından bahsedeceğim..
Başlayayım mi ben ya olmayacak böyle :D :D


                                                                  

İlk önce eskiden Kpop hakkında düşündüklerimi söyleyeyim..
Kdrama izlememe rağman Kpop'tan hiç haz etmiyordum..
hatta baya baya sevmiyordum ''Anti'' idim..
Çok abartılı geliyordu ki ben ünlülerin ''şımarık'' dünyasını hiç sevmem..
Onların dokunulmaz ulaşılamaz Dünya'ları bana çok itici geliyordu..
Kpop demek bu Dünya'ya girmek demekti..
Hatta bi arkadaşıma sormuştum Kpop'u yüzeysel tabi genel olarak ' ne? ' diye.. Şöyle demişti ''hiç bulaşma lovelys çıkamıyorsun çünki'' dediği gibi hiç bulaşmamıştım..
Ta ki yeni dizim Dream High'ı izleyene kadar..
Ost'lerini indirmiştim ilk..
Dinlemek olsun diye dinliyordum başta..
Sonra sanki alışmış gibi oldum..
Ama yok ben hala sevmiyordum bu Dünya'yı..
Hiç açıp bi video bi eğlence programı izlemedim.. Kpop'a dair hiç bişe bilmiyordum dizi haricinde..

Sonra bi gün twitter ana sayfamda bi kız gördüm ortak arkadaşımız (ki şuanda o arkadaşı hatırlayamıyorum kimdi acaba) Rtweet etmişti onu.. tanıyordum aslında.. profilini görüyordum arada.. hatta bi kere bi soruma bile cevap vermişti.. 

Dizide geçen Türklerle alakalı bi resmin gerçek olup olmadığını sormuştum..
neyse rtweet de hikayesi hakkında bi şeyler demişti..
Hikayesi varmış..
Ben yazılan amatör hikayelere bayılırım ve tabiki de onu es geçmedim..
4 veya 5. bölüme kadar yazılmıştı hepsini okudum bi solukta..
Acaip beğenmiştim.. Kpop hakkındaydı azcık ama daha karakter o Dünya'ya girmemişti oda sevmiyordu benim gibi..
İlk ben mesaj attım ''Bir imzanızı alabilir miyim?' diye.. çok muzurum kabul :P
Ve.. Ve işte böyle başladı.. 
Kpop'a girişim böyleydi sevgili okuyucu..İlk Beast'ı tanıdım.. Hala başka gruplara açılma korkum var..
Ama bana cidden yetiyorlar 6sı birden hayatım oldu hele bi tanesi...
Benim sandığım gibi bir Dünya yokmuş ortada..
Hepsi çok içten hepsi çok çalışkanmış..
İlk dinlediğim şarkının fanlara yazılmış olması beni daha da şaşırtmıştı
 
ahanda ilk dinlediğim şarkı :D

Beatuy/B2uty olmama sebep olan.. Bu muhteşem Dünya'ya adım atmamı sağlayan.. Beni bu 6 şapşalla tanıştıran canım BİRİCiĞİM'e herkesin önünde evlenme teklifi ediyorum diyomuşum :D :D ahaha yine yaptım lovelys'lik kusuruma bakmayın artık :D

eeee.. şaka bi yana cidden teşekkür ederim ona.. ''kelimeler yetmez'' ona olan şükranlarımı anlatmaya...(uyumlu oldu hee :P)
Başka bi teşekkür ederim ifadesi yok olsa hepsini sayardım :) 

dankeschön-gracias-merci-grazie ;)

Bu camiada GALAXY diye tanınıyormuş.. he evet evet o ;)
GALAXY'e teşekkürlerimle..
Okuyanlara da sevgilerle...
 Gidip Osmanlının nasıl düştüğüne çalışmam lazım :D 
           (mavi yazmamın sebebi maviyi çok seviyo olmam değil :) Galaxy'ninde maviyi çok seviyo olması :) )               

                                                                                                        ** Komşu kızı; LOVELYS**

Bu şarkı hepinize gelsin
 yovv yovv ehe ehe ı you ready.. la la la laaa laaaaaaa  :D :D




3 Ocak 2013 Perşembe

Biz kim miyiz? bilmem kimiz biz?

Pek sevgili okuyucu,

-ne zaman okunacağından bihaber- aldım laptopu elime başladım yazmaya. Allah ne verdiyse artık.
Bu çok çok tatlı olan -hatta aşırı tatlı oldu, bi ara rengi değiştirmeli- blogumuzdaki ilk yazım. Blogumuz dedim çünkü biz iki komşu kızıyız. Bendeniz _mssJe yahut kıvkıvkan. ahahah nasıl oldu ama. şimdi buldum. :D

Leyla ile Mecnun hastasıyım demem yetersiz bir tabir olur doğrusu. Ama pek sevgili okuyucu diziyi sürekli takip edemediğim gerçeği var. Uzun vs. ya o yüzden aklıma geldikçe oturup izliyorum. Öyle bir sevgi anlayacağın.

Gossip Girl'ü bitirmiş bir insan olduğum gerçeği ise söylenmeye değer. Kapı değil 6.sezon izledim. Yanlış hatırlamıyorsam da 113.bölüm müydü? neydi. Yanlışsam düzeltiniz :)
Şu aralar film izliyorum, kitap okuyorum, ders çalışıyorum malumunuz. Diziye başlamak istemedim. Ama beni her daim bekleyen Big Bang Theory'm var sıkıldığımda açıyorum. Knock, Knock, Knock Penny x3 :D

Komşu kızım kendinden bahsedecek ama, birazcıkın koreye karşı anti-sempatim var diyip belirteyim, kendimizi tanıtıyoruz hoş. Ama eskisi kadar değil. Çünkü Tayland, Japon filmi izleye izleye alıştım çekik gözlülere felan. Yeri gelecek anlatmak için :)

Şu aralarda Gizli Bahçe'yi okuyorum, Küçük Prens'in yazarından.

Kalkıp geometri çözmem lazım :D Taslaklara kaydedip komşu kızımın da kendisini tanıtmasını beklemeliyim yayınlamak için.

Masaki Odaka derim :) korelilere alıştırdı beni kendisi Japon da gerçi. Ve bir arkadaşım yorumu.
"Yahu kıvkıvkan kendine Asyalı da buldun ya lafım yok sana :D

Ahmet Rıfat Şungar, Ed Westwick ve Josh Hutcherson var bir de... Imm Louis Tomlinson'ını da unutmayalım. :) :D

Merhabalaaar.. Bu şarkı size gelsin.




kıvkıvkan.



*********************


Komşunun diğer kızıyım ben.. Merhabaa!! Hi!! anyoung!! Halo!! Aloha!! "Birbirinden farklı iki kişilik aynı blogu kullanırsa ne olur?" tezi için gönüllü olarak biz katıldık.. Bilime faydamız olsun accık ^.^

 Ben Lovelys.. L&M ve işler güçler severim.. Yerli olarak tercihim bunlar.. Mssj gibi çok fazla takip edemesemde L&M ayrıdır benim için.. "bana ismail abi gibi abi olamayacaksan bi git allasen yaa" diyenlerdenim.. Neyse bu konu çok su getirir.. Olaylar olaylar.. ^_^

 Kitap okumayı hiç sevmem :P cidden ya.. Niye yalan söyleyim ki.. Lovelys de bi insan değil mi?! Bi kitabın filmi varsa niye kitabını okuyayım ben? Çok saçma.. :P Film dizi izlemeye bayılırım!! Bana bir su ve simit ver birde internetli pc yaşarım ben öyle..

 Sevgili okuyucu Mssj benim kore hayranı olduğumu söylemiş.. Doğrudur!! Kore hayranıyım Kpop Kdrama hepsi benim bebeklerim ^__^ Japonya Tayland Çin hepsini seviyorum çekik olsun yeter!! diyormuşum :P 
Anime sevdiğimi söyledim mi ben çok çok sevimli okuyucu ^___^ 

Ders çalışmaktan da nefret ediyorum!! >.< "yok kızım okuman lazım dünyayı kuracaksın sen" diyenleri duyar gibiyim!! Evet ya!! ben dünyayı kurtaran adamın komşu kızıyım zaten!! Ohh Lovelys yapsın her şeyi ~_~ İnternet benim odamdan çekmeyecekse ne yapayim ben teknolojiyi bilimi kimyayı tarihi..
 Çok doluyum bu konuda çok!! 

 Neyse ..blogun şirin olması benim sayemde oldu!! Mssj mızmızlansada böyle güzel oldu.. sence? Sence nasıl oldu sevgili okuyucu? ... Beğendiniz beğendiniz.. biliyorum ben ^____^ Bitireyim yazıyı.. Ah soğuklara dikkat edin! Hasta olmayın! Sonraki yazıda görüşmek üzere.. Esen kal sevgili okuyucu!!.. 

Bu şarkıda benden size gelsin :)



                                                                                                      *Lovelys*

Ayrıcana blogu olmayan okuyum için twitter adresimizi paylaşalım (:
Lovelys ne demiş... Yorumlar, yorumlar *_*