22 Ocak 2013 Salı

"kıvkıvkan."dan okuyun bir de Hana Kimi'yi




Benim pek saygıdeğer okuyucum,
bugün sırf Masaki için başladığım, 12 bölüm sonrasında ise Japonca öğrenmeye başlayacak kadar ileri gitmeme neden olan Hana Kimi asıl adı ile Hanazakari no Kimitachi e'yi anlatmaya geldim :)
Aslında sıfırdan başlamalı ve bugünlere nereden geldiğimi bile anlatmalıyım sizlere, ki bendeki değişime şaşırıp kalasınız.

Ben bayağı bir anti-çekikçiydim. Yani hiç kimseleri beğenmezidim felan. Amerikan, İngiliz kısacası Avrupai takılırdım dizi-film konularında. Bir gün uzaktaki bir arkadaşıma söz verdim, farklı mekanlarda aynı anda aynı filmi izlemeye. Tabiki de bu Gossip Girl'den kaptığım bir mevzuydu. Neyse onun da izleyeceği bir film varmış, isim benzerliğinden ben başka bir film sandım ve söz vermiş oldum. Gün geldi çattı tam film izleyeceğiz pat ne oldu, Tayland filmiymiş ya bu...
Bir kere söz verdik oturdum izliyorum, ama konusu itibariyle olsun, işlenişi olsun ben hayran kaldım filme. Hatta sorsanız söyleyeyim en sevdiğim filmler arasındadır First Love. Ve Mario Maurer... Onu anlatmaya kelimeler yetmez, öyle çok şaşalı bir hayranlığım olmadan, içimin gittiği nadir insanlardandır.


Şimdi bir düşündüğünüzde, baktığınızda Mario'yu beğenmemek elde değil. Hele bir de filmi izleyin siz. Neyse sonra ben bir gün film izleyeceğim Bokura Ga İta'ya denk geldim. İki filmdi ve izlediğim ilk Japon filmiydi. Neyse İkuta Toma burada bana pek yakışıklı gelmese de rolünden ötürü çok beğenmiştim onu. Bir de çok iyi bir oyuncu olduğunu söylemeliyim. Sonuç olarak benim gibi filmi oyuncu için isleyen birine göre bu da bir gelişmeydi ve ben o günden sonra girip özellikle Asya filmi bakınmaya başladım, tabi oyunculara bakaraktan :D Ve bir gün işte o dönüm noktası oldu I Give My First Love'ı izledim, ve artık Asyalı, çekik birine hayrandım. Etrafımdaki tüm dostlar bana güldü be sevgili okuyucu.


Ben de oturdum ve Masaki'nin yapımlarını araştırmaya başladım, bir dizisine başladım ama gece izleyemeyeceğim kadar fantastik bir yapımdı. En son ne oldu da bilmiyorum amma velakin, Masaki'nin arka planda olduğunu bile bile başladım Hana Kimi'ye.

Ve Masaki'ciğime olan sevgim bir nebze bile azalmazken, Japonlara karşı sevgim arttı, arttı ve bugünkü boyutuna geldi. Shun Oguri, Ikuta Toma, Hiro Mizushima, Yusuke Yamamoto, Takaya Kamikawa vs. vs. Hepsini sayamayacağım tabi ama dizi tanıtımında okuduğum gibi her karakterin kendine has bir özelliği var ve hepsini ayrı ayrı seviyorsunuz dostlar.

Yanda resmi varken Masaki ve karakteri Sekime'den başlayayım şimdi. Masaki dediğim gibi bana göre gayet arkaplanda olan bir öğrenciydi. Ama hani konuşmaları olmayanlardan değil, Ve 4.bölümden sonra daha da bir ortaya çıkmaya başladı. Çok dikkat çekici bir karakter olmasada, Sekime'nin adını herkesin yanlış bilmesi ve Masaki'nin tepkileri Hana Kimi'yi izleyen herkesin aklında kalır zaten. Masaki'ciğim söz en yakın zamanda bir yapımını izleyeceğim !. 



Nakatsu...
Dizi-Film tarihimde izlediğim, izleyeceğim en tatlı karakter. Her bölüm ayrı ayrı bağladı kendine, bir yerde bir yorum okumuştum, "Herhangi bir bölümün herhangi bir Nakatsu sahnesini izleyip gülmekten kendimden geçebilirim." Bir dans sahneleri vardı, bir de iç konuşmaları, Hele Mizuki'li olan sahneleri oturun izleyin sevgili okuyucu daha ne duruyorsunuz. Gerektiğinde ağladı da Nakatsu. İlk bölümde kendisinden tiksindiğim ve lisenin kötü şöhretli oğlanı olduğunu sandığım Nakatsu, önünde saygıyla eğiliyorum.


Ağlama sahnesinden önce bile güldürmeyi başaranlardandı o. "Şu an ağlamak istiyorum. 5,4,3,2,1" deyip yere yığılan birinin diğer performanslarını siz düşünün canlarım.

Bir de oda arkadaşı vardı Nakatsu'nun; Kayashima'ydı sanursam. O zaten ayrı bir durum Piskopat herifin tekiydi deyim yerindeyse, ama Kayashima'yı size anlatabilmem için 12.bölümün repliğini vermem gerek, o da spoiler'e girer olmaz hani. Hehehehe meraklandırayım da gidin izleyin yahu. Zaten anlatamam ki ben onu.

1. , 2. , 3. yurdun başkanları, Mizuki'ce ağabeyler hepsi teker teker harikaydı amma tabiki 2.yurdun başkanındaki yakışıklılık fenaydı yahu. Mizuki, Mizuki zaten benim pek ilgi alanıma girmediğinden ötürü hiç yorum yapamayacağım :D Doktor, Ah o doktor ne king adamdır. Aslında onu çok anlatmak isterdim ama ciddiyim nasıl anlatılır ki o, İZLENMELİ :P Veeee Sano yani benim biricik Shun Oguri'm.

Hiç tahmin edememiştim ilk bölüm bu kadar bağlanacağımı Sano'ya. Yani o ilk bakışını gördüğümde üff bari Ikuta Toma olaymış başrolde dedim. Zamanla işledi anlayacağınız, 8.bölümde daha da bir yer edince gönlümde; 12.bölümün sonunda Shun Oguri hayranıydım artık ben. Ve Hana Kimi biter bitmez Shun Oguri'ciğimin yapımlarına baktım.Ve bilin bakalım ne buldum, Boys Over Flowers'ın Japon versiyonunda oynuyor. Hem de kiminle aynı rolde. Koreli olarak kendisine hayran oldum Kim Hyun Joong'la aynı rolde oynuyorlarmış ya. Beraber fotoları da var hemide. Ayy yerim ki ben onları. Neysem başladım izliyorum şimdi onu. Boys Over Flowers'ın Kore versiyonunu da izlemedim, belirteyim şimdi sadece biraz izlemiştim. Kim Hyun Joong'u da özel bölümlerini izleyip, kuzenimle izlemek için başlamadığım Playful Kiss'ten seviyorum felan filan işte.

Masaki ile Shun Oguri'nin de bir sürü beraber yapımları varmış, Shun Oguri ile 2.yurt başkanı Nanba'mın da varmış hehehehe sırada izleyeceğim bir sürü şeyler var. Belirtmeden de edemeyeceğim Boys Over Flowers'sa Shun'ın sevgilisi olacak o kız Masaki'nin izlediğim ilk filminde sevgilisiydi kızdan gel de hoşlaşmamazlık et şimdi.

Şimdilik bu kadar dostlar. Ne kadar uzun yazdım, kontrol için 2.defa okumaktan üşeniyorum şimdilik, siz üşenmezsiniz umarım ki. 

Size Nakatsu ve Sano'nun en sevdiğim ikinci sahnesiyle veda ediyorum.





yorumlarınızı beklemedeyiz



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder